SÖĞÜT, TAŞLICA, BOZUKKALE
Güncelleme tarihi : 17.04.2017
Söğüt Mahallesi (Köyü), Sömbeki Adası'nın karşısında, Bozburun dağlarının denize bakan yamaçlarında kurulmuş büyükçe bir köy. Köyde düz ve geniş arazi yok denecek kadar az, bu nedenle yerleşim biraz dağınık. Köy halkını Kazdağları, Burdur, Ankara ve Manisa gibi bölgelerden gelen Türkmenler oluşturuyor. Ayrıca Tahtacı Türkmeni ve Tatar azınlık aileler de mevcut. [kaynak] Köy meydanında çok sayıda kahvehane var ve meydan sürekli canlı. Halk, geçimini turizm, balıkçılık, balcılık ve tarım ile sağlıyor. Köyde payam (badem), kekik, adaçayı, harnup (keçi boynuzu) ve siyah incir tarımı oldukça yaygın.
Söğüt, ulaşım açısından Marmaris'e en uzak noktalardan biri. İçmeler-Turunç-Osmaniye-Bayır güzergahı üzerinden mesafesi 40 km (1 sa), Datça Yolu-Hisarönü-Orhaniye-Turgut-Bayır üzerinden 53 km (1 sa), aynı istikametten gelip Turgut'tan sonra Selimiye ve Bozburun üzerinden 55 km (70 dk), Selimiye ile Söğüt arası ise 13 km (20 dk). Marmaris'in diğer köylerinde olduğu gibi yollar bol virajlı ve iniş çıkışlı. Mesafe kağıt üzerinde çok da uzak gözükmemekle birlikte yaz sıcağında yol insanı fena halde yoruyor. Belki de bu sebeple Söğüt, turizm nimetlerinden sahip olduğu güzelliklerle aynı oranda faydalanamıyor.
Saranda Koyu
Söğütköy'ün turizme en açık bölgesi köy merkezine 3 km mesafedeki Saranda koyu, diğer ismiyle Cumhuriyet mahallesi. Bu koya inen yolun sağ tarafında meşhur "Manzara Restoran" bulunuyor. İsmiyle özdeşleşmiş olan bu mekan yaz kış yoğun. Deniz ürünleri çok başarılı, denize nazır manzarası ise dillere destan. Yani hem göze hem de damağa fazlasıyla hitap ediyor. Manzarada en arkada görülen ada Sömbeki, diğer adaların isimlerini merak ederseniz yandex'ten bakabilirsiniz, google maps'te yazmıyor.
Saranda Koyu'na girişte hemen sağ tarafta Ahtapotçu Mehmet, sol tarafta ise Denizkızı Restoran Pansiyon var. Her iki mekan da lezzet olarak oldukça başarılı ama fiyatları biraz pahalı. Bu ikisi haricinde koyda benzer özelliklere sahip restoranlar da mevcut.
Saranda sahili, ayağı rahatsız etmeyen renkli çakıllardan oluşuyor. Ama deniz tabanındaki deniz kestanelerine dikkat etmek gerek. Ayrıca ayağını taşa basmak istemeyenler için sahil boyunca belirli aralıklarla konulan platform ve iskeleler üzerine yerleştirilmiş şezlonglar da bulunuyor.
Saranda’da çok sayıda pansiyon ve apart var. Bunların birçoğu müşterilerine kendi bahçesinde yetiştirdiği yeşillikler ve kendi tuttuğu tazecik balıkları sunuyor. Pansiyonlar arasında Denizkızı Restoran'ın 200 m ilerisinde bulunan Aşkım Pansiyon; odalarının dekoru, bahçesindeki çiçekler, turunç ağaçları ve üzüm asmaları, yemeklerinin lezzeti ve özverili işletmecileriyle öne çıkıyor. Ayrıca çocuk müşteri kabul etmiyorlar!
Taşlıca
Söğüt ile Taşlıca arası yaklaşık 5 km. Yol biraz dar ama en azından asfalt. Yolun ilk bir kilometrelik bölümünde Saranda Koyu olağanüstü bir güzellikte görünüyor. Taşlıca'ya girişten itibaren Söğüt Mahlallesi sınırlarının dışına çıkmış oluyorsunuz. Bozburun Yarımadası'nın güneydeki kolunda bulunan yerlerin tamamı Taşlıca Mahallesi'ne bağlı.
Bir Karya kenti olan Phoinix’in kalıntıları Taşlıca’nın 4 km dışında, Asar Tepesi üzerinde ve çevresinde bulunuyor. Köy ile antik yerleşim arasında, muhtemelen antik döneme ait patika yolda, önce mezarlar ile karşılaşılıyor. Taşlıca ile Asar tepenin aşağı yukarı ortasındaki çukurda kentin agorası, tepeye çıkarken oldukça iyi durumdaki bir yapı kalıntısı ve ardından da kentin ana nekropolisi görülüyor. Kentin akropolisi de Asar Tepe’de bulunuyor. Tepede bulunan kalıntılardan ziyade, çevreye hakim olan manzara daha ilgi çekici. Manzara özetle şöyle: bir yanda deniz, bir yanda Taşlıca Köyü, öte yanda 1950’lerde terkedilip Taşlıca’ya yerleşenlerin yaşadığı Sindili Köyü’nün boş ve yıkılmaya yüz tutmuş evleri, güneybatıda ise yaklaşık 6 km ileride Serçe Limanı yakınında Taşlıca’ya bağlı Aziziye Mahallesi. [kaynak]
Kırkkuyular
Kırkkuyular, Taşlıca Köyü'nü Serçe Limanı'na bağlayan yol üzerinde bulunuyor. Yolun biraz daha ilerisinde ise terk edilen Sindilli Köyü var. Terk edilen bölge köylüler tarafından hala tarım maksatlı kullanılıyor. Kırkkuyular, adını bölgenin eski sakinleri tarafından yapılmış 40 adet sarnıçtan alıyor. Bir rivayete göre, 41'inci ve içi altın dolu bir sarnıç daha var ama hala bulunamamış:) Bölgenin su kaynakları oldukça kıt olduğu için yeraltı suları köy sakinleri için çok büyük önem taşıyor. Köylüler çok eski yöntemlerle, yani bildiğiniz kuyulardan kova ile su çekerek ve kovaları eşeklere yükleyerek köye taşıyorlar. Yani tarım, hayvancılık ve günlük ihtiyaçlar için taşıma suyla değirmen döndürmeye çalışıyorlar. Görülen manzara biraz otantik ve fotojenik oluyor tabi, hatta sırf su taşıyan eşekleri fotoğraflamak için özel olarak düzenlenen treking turları bile var. Ama öte yandan bu devirde eşekle su taşımak aynı zamanda trajik.
Serçe Limanı
Serçe Limanı (Koyu) Taşlıca köyüne 8 km uzaklıkla bulunuyor. Yolu hem dar hem de toprak. Koy, denizden 135 metre genişliğindeki girişten sonra kuzey ve güneye doğru yükselen iki kısımdan oluşuyor. Kuzeyine Serçe Limanı, güneyine ise Akça Limanı deniyor. Kuzey ve güney uçlar arasındaki mesafesi yaklaşık 1 km. Koyun etrafındaki yüksek tepeler rüzgara geçit vermediği ve girişi de dar olduğu için oldukça iyi seviyede korunaklı bir liman özelliği taşıyor. Liman içinde "Captain Nemo's Farmrestaurant" isminde bir de işletme bulunuyor.
1977 yılında liman içinde süngerciler tarafından 32 m derinlikte 16 m uzunluğunda batık bir gemi bulunmuş. Profesyonel bir ekibin gelmesine kadar geçen sürede gemi içindeki amforalar epeyce yağmalanmış. Nihayetinde Prof. George F. Bass başkanlığındaki Türk ve Amerikalılardan oluşan bir ekip tarafından 1977-79 yılları arasında yapılan sualtı araştırmalarında, geminin 11. yy'a (daha kesin bir saptamayla 1025 yılına) ait olduğu ve içinde tam 3 ton kırık ve sağlam cam eşya bulunduğu tespit edilmiş. İçinde bulunan eşyalardan geminin müslümanlara ait olduğu ve güney Suriye'deki bir limandan hareket ettiği kanısına varımış. Bulunan parçalar bilinen en önemli İslâm cam koleksiyonu olma özelliğine sahip ve halen Bodrum Sualtı Müzesi’nde sergileniyor.
Bozukkale (Loryma)
Bozukkale, Bozburun Yarımadası'nın en güney hattında, denizin 1,5 km kara içine sokulmasıyla oluşmuş bir koy. Marmaris'in en sapa yeri. Karadan ulaşımı yok, tek yol Taşlıca'dan dağ bayır yürümek. Geriye deniz yoluyla gelmek kalıyor. Zaten doğal olarak rüzgara karşı korunaklı olan bu koy, birçok yat ve tekne tarafından uğrak yeri olarak kullanılıyor. Koy içinde 3 ahşap iskele ve 'Sailor's House' ve ‘Loryma' isimlerinde iki restoran bulunuyor. Restoranlar elektrik ihtiyacını jeneratörle karşılıyor.