ORHANİYE - KIZKUMU
Güncelleme tarihi : 17.04.2017
Orhaniye, Marmaris'e 27 km (30 dk) mesafede bulunan deniz kıyısına kurulmuş bir köy. Diğer köylere kıyasla ulaşımı rahat diyebiliriz, çünkü yolunun hem virajı az hem de tamamı asfalt. En kolay Marmaris'ten Datça Yolu takip edilerek ulaşılıyor, ama aksi istikametten de gelmek mümkün tabi. Köyün küçük bir kısmı ana yol ile deniz tarafında, diğer kısmı ise anayolun üst tarafı ile dağların arasında kalıyor. Orhaniye sessiz sakin bir yer. Evlerin çoğu müstakil ve portakal ağaçlı bahçeleri var. İnsanlar burada genellikle bağ bahçe ile uğraşıyorlar. Ama bunun yanında apart, pansiyon ve restoran gibi turizme yönelik birçok işletme de var. Deniz kenarındaki işletmeler uzun süredir faaliyet göstermekle birlikte, köyün iç kısımlarındaki tesislerin sayısı da zamanla artıyor. Köyün ulaşımı kolay, arazisi düz ve imara açık olduğu için insanlar bu şekilde turizmden ekonomik gelir elde etmeye başlamışlar.
Orhaniye'nin bulunduğu mevki doğal bir koy ve bu koyu çevreleyen yamaçlar çam ağaçlarıyla kaplı. Koyun tam ortasında uzunluğu yaklaşık 300 metre olan bir ada bulunuyor. Adada Bybassos Krallığı'na ait olduğu sanılan sur kalıntıları var. Koyun denizi çoğunlukla sakin olduğu için yatların bağlamak veya demirlemek için tercih ettiği noktalardan biri haline gelmiş. Köy sınırları içinde biri büyük (Martı) biri de küçük (Cennet Marine) olmak üzere iki marina bulunuyor. Marinaların dışında kalan yerlerde denize girmek mümkün ama açıkçası çok keyif vermiyor. Bunun iki nedeninden biri zeminin sert çakıldan oluşması, diğeri ise insan ve yat trafiğinden dolayı suyun biraz bulanık olması. Ama yine de tekne turlarına katılarak koyun keyfini kıyıdan açıkta çıkarmak da mümkün. Buradaki tekne turları Selimiye, Hisarönü, İnbükü Koyu ve Dişlice Adası gibi güzelliklerle dolu noktalara uğruyor.
Kızkumu
Orhaniye'yi en bilinir kılan şey Kızkumu olarak adlandırılan denizdeki bir coğrafi oluşum. Kızkumu, kıyıdan başlayarak koyun içine doğru 600 m uzanan ve en fazla diz yüksekliğine varan bir sığlık. Sırf deniz üzerinde yürüme keyfini tatmak için yazın yüzlerce insan buraya geliyor. Yürürken dikkat edilmesi gereken en önemli şey, uygun bir deniz ayakkabısı giyilerek suya girilmesi. Zemindeki kahverengi taşlar küçük ve sert oldukları için ayağı fazlasıyla rahatsız ediyor. Ayrıca koparak denizde kalmış olan olta iğnelerine basma riski de var.
Kızkumu'nun oluşmasıyla ilgili iki farklı efsane var. İlki şöyle:
Baybassos Kenti’nin kralı, düşmanlarıyla giriştiği ve uzun yıllar süren savaşı kaybeder. Kenti ele geçiren düşmanlar, kral ile halkını öldürür. Krallığın güzelliğiyle meşhur kızı, düşmanlardan kaçmaya çalışır. Deniz kıyısına gelen ve yüzme bilmeyen prenses gerçekleşen mucize sonucunda eteğine doldurduğu kumları serptikçe deniz üzerinde bir yol oluşmaya başlar. Havanın karanlık olması nedeniyle denizde yolunu kaybeden prenses, eteğindeki kumlar bitince boğularak yaşamını yitirir.
İkinci ve daha romantik olan efsane de imkansız bir aşka dair : Baybassos kralının güzel kızı fakir bir balıkçıya aşık olur. Babası evlenmelerine karşı çıkar. Birbirlerini çok seven iki genç, kraldan gizli sık sık buluşur. Kayıkla denizden gelen balıkçı genç, her defasında prensesin yaktığı ateşi görerek sevgilisinin bulunduğu yere gelir. Durumdan şüphelenerek askerlerine kızını takip ettiren kral, gizli buluşmalardan haberdar olur. Bir gece kızını yakalatan kral, askerlerine ateşle işaret vermesini söyler. Işığı gören balıkçı askerlere doğru gitmeye başlar. Askerlerin elinden kaçan prenses, koyun karşısına geçerek sevgilisini kurtarmak için denize atlar. Bu sırada bir mucize gerçekleşir ve prensesin adım attığı her yer kuma dönüşür. Kızın peşinden koşan askerler ise suya gömülür. Ancak okçulardan birinin fırlattığı ok, kıza saplanır. Prensesten akan kan, denizi kırmızıya boyar. Genç balıkçı ise kızı alarak sandalıyla uzaklaşır ve bir daha kimse onları görmez. O günden sonra da koy Kızkumu olarak adlandırılır.
Kızkumu'nun böylesine güzel olan efsanesini yaşatmak için bir kadın heykeli yaptırılarak kıyıya dikilmiş, ama heykel öylesine kötü ve kalitesiz ki görenleri efsaneden soğutuyor. Gelen insanlar da sağolsun iyice hırpalamışlar. En kısa zamanda profesyonel bir heykeltraşa hem prenses, hem de balıkçının heykelleri yaptırılarak koya yerleştirilmeli. Mevcut haliyle gerçekten çok komik.
Özetle Kızkumu çok cazip bir yer sayılmaz, ama sırf deniz üzerinde yürüme tecrübesini yaşamak için buraya gelinir. Zaten yol üstü bir mevkide olduğu için görüp de pas geçmek de pek mümkün değil.