AKYAKA
Güncelleme tarihi : 19.11.2017
2010 yılında dünya cittaslow (yavaş şehir) listesine dahil edilen Akyaka, Ula ilçesine bağlı ülkemizin fazla bilinmeyen cennet köşelerinden biri. Marmaris'e 30 km mesafede ve yolu izi düzgün olduğu için kolaylıkla ulaşılabiliyor. Coğrafi olarak Gökova körfezinin kuzeydoğu ucunda bulunuyor. Sırtını Sakartepe dağına yaslamış, ayaklarını ise Gökova ovasına uzatmış. Yaz kış rüzgarı eksik olmayan, dağlardan gelen soğuk su ile beslenen, yeşil ve mavi renklerin birbiri ile girift olduğu bir yer. Evet, Akyaka fazla bilinmiyor, ama bilen de buradan vazgeçmiyor. Beldenin nüfusu 2000 civarıyken, yazın ikiye-üçe katlanıyor. Küçük bir belde olan Akyaka'da sayıları 250'yi bulan her seviyede konaklama yeri ile birçok cafe-restoran bulunuyor.
Kadın Azmağı
Akyaka için iki anahtar kelime: "Kadın Azmağı" ve “Kitesurf". Ama iş bu kadarla değil tabi, daha onlarcası var... Anlatmaya Kadın Azmağı ile başlayalım. Bilindiği üzere azmak, akarsuların denize döküldüğü yer manasına geliyor, ama bu bölgede akarsuyun kendisine de azmak denilebiliyor. Neyse.. Kadın Azmağı, yeraltı kaynak sularının denizden yaklaşık 2,5 km içerideki bir mevkide gün yüzüne çıkarak oluşturduğu kısa, ama gür akan bir nehir. Bu nehri, Akyaka'daki Çay (Araplar) Deresi ile karıştırmamak gerek. Çay Deresi, yolculuğuna kuş uçuşu 10 km kuzeydoğuda bulunan Ula Göleti'nden başlıyor ve Kadın Azmağı'nın güneyindeki bir yerde delta oluşturarak sessiz sedasız denize dökülüyor. Suyunun % 60'ı bol mineralli sodalı, % 40’ı kaynak su olan Kadın Azmağı'nın hastalıklara iyi geldiği, hatta gençleştirici ve güzelleştirici etkisinin olduğuna inanılıyor. Suyun sıcaklığı yaz-kış 12-14 derece arası. Şebeke suyu gelmeden önce kadınlar çamaşır yıkamak için sık sık suyu gür akan azmağa geldikleri için ismi Kadın Azmağı olarak kalmış. Azmağın geçtiği yatak üzerinde nereye baksanız bakın büyüleyici güzelliklerle göz göze geliyorsunuz. Bir kere su çok berrak olduğu için, altındaki envai çeşit rengarenk balık ve yosunlar sanki fanustaymış gibi net olarak görünüyor. Etrafı çeviren yüksek sazlıklar aynı zamanda kaz, su tavuğu, ördek, kurbağa, kuş vb. hayvanların doğal yaşam alanı olduğu için belgesel tadında bir manzara sunuyor. Öte tarafta dalları suya değen söğüt ağaçları altında oturan ilgisiz bir insan bile ortamın etkisiyle şiir yazmaya başlayabilir. Bu söylediklerimizi abartı zannedenler kişi başı 10 ₺ karşılığı tekne ile Azmak turu yaparak gerçekliğini yerinde görebilir. Tekneler (kayıklar) yaklaşık yarım saat süren turda önce akıntıya karşı ağır ağır tırmanıyor, daha sonra motorlarını kapatıp huzur veren bir sükunet içinde kendilerini akıntıyla aynı yöne bırakıyorlar. Suyun debisini daha iyi anlamak için sualtı bitkilerinin salınımlarına bakmak yeterli, adeta saçların rüzgarla dansı gibi su altında savruluyorlar. Kayığın motoru stop ettiğinde uzun süre ayağınızı sıkan bir ayakkabıyı çıkarmış gibi rahatlıyorsunuz. Güzergah üzerinde derinliği 7-8 metreyi bulan ve "akvaryum" olarak adlandırılan genişçe bir yerden geçiliyor. Kayıkçılar buradan geçerken yolcuları ikaz ediyorlar. Nehrin kıyısındaki evlerden biri de rahmetli büyük sanatçı Barış Manço'ya ait, ailesi halen evi kullanmaya devam ediyor.
Kitesurf
Ve kitesurf... Gökova Körfezi'nin doğu kısmında kalan Akçapınar Kitesurf Plajı 3,5 km genişliğinde ve yapılaşmadan uzak bir konumda. Bölgede Nisan'dan Ekim'e kadar batıdan sahile doğru esen sabit termal rüzgarlar sığ olan denizde yüksek dalga oluşturmadığı için, plaj kitesurf öğrenmek ve yapmak için oldukça elverişli. Denizin dibi tamamen kumluk ve 3 azmak ile beslendiği için de tertemiz. Plajda bulunan kitesurf okulları her yaştan insana eğitim veriyor. Plajda ayrıca bir restoran, bar, kadın ve erkek tuvaletleri, duşlar, otopark, yüzme alanı ve şezlonglar bulunuyor. [kaynak] Plaja ulaşım için Marmaris'e giden yol üzerinde kahverengi "Akçapınar Kite Surf Sahili ve Günübirlik Alanı" yazan tabeladan (bkz. galeri) sağa girip yol ikiye ayrıldığında önce sola, sonra da sağa dönerek yolun bitimine kadar gitmek gerekiyor. Ovanın ortasından geçen bu yol delik deşik olduğu için arabasına azıcık acıyan biri en fazla 20 km/sa hız yapabilir. Tozu toprağı da cabası.
Çınar Plajı
Akyaka'ya yaklaşık 3 km mesafede ve yürüyerek 45 dk. (araçla 4,5 km 8 dk) içinde ulaşılabilen Çınar Plajı, yüzmek için ideal noktalardan biri olup, taşlı ve çakıllı bir zemine sahip. Kıyıdan birkaç metre açıldıktan sonra denizi derinleşiyor. En güzel tarafı ise ortasından geçen buz gibi suyu ile denize dökülen azmak. Denizin tertemiz olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Çınar Plajı'nda kafeterya, piknik alanı ve şezlong gibi imkanlar bulunuyor. Plaja giriş ücreti 2017 itibariyle kişi başı 20₺ ve yüksek sezonda ciddi bir araç park sıkıntısı var. Plaja gitmek için erken saatleri tercih etmek gerek.
Akyaka Mimarisi
Akyaka, Nail Çakırhan mimarisindeki evleri ile isim yapmış. Çakırhan, 1910-2008 yılları arasında yaşamış gazeteci, şair ve restoratör. Geleneksel mimariyi günümüze taşıyarak inşa ettiği yapılarla güneybatı Anadolu geneline ve özellikle de Akyaka mimarisine damgasını vurmuş ve 1983 yılında dünyanın en saygın mimarlık ödüllerinden Ağa Han Uluslararası Mimarlık Ödülü'nün sahibi olmuş. Kendisi, mimarlık eğitimi görmediği halde bu ödülü alan ilk kişi. [kaynak]
Akyaka’da hemen hemen tek tip bir mimari söz konusu. Ula’nın eski evleri ile modern mimer birleştirilerek Akyaka’ya özgü bir sentez oluşturulmuş. Taş ve ahşap yapılar Akyaka’nın doğasıyla çok iyi bir uyum içerisinde. Ev ve oteller iki katlı ve birçoğunun çiçeklerle dolu bahçesi var. Şehir içindeki şöyle bir yürüyüşe çıktığınızda göz zevkiniz bozulmuyor, hatta gördüklerinizden keyif alıyorsunuz.
Aktiviteler
Sözü daha da uzatmamak için Akyaka’da yapılabilecek aktiviteleri başlıklar halinde sıralayalım: deniz kanosu(sea kayak), paddle board, windsurf, yelken, bisiklet turu, doğa yürüyüşü, kampçılık, tekne kiralama ve binicilik. Tur tekneleri ile Gökova Körfezi’nde bulunan Sedir Adası ve körfezde bulunan diğer koylar (İncekum, Akvaryum, Mağaralar, İngiliz Limanı, Akbük) gezilebilir. Bunlara ilave olarak arkeolojiye ilgi duyanlar için Kozlukuyu ve İnişdibi mahallelerinde tarihi M.Ö. 2-4.yüzyıllara dayanan kaya ve oda mezarları da ücretsiz olarak ziyaret edilebilir. Kaya mezarları maalesef bazı insanlar tarafından tuvalet zannedilmiş, yol üstünde olduğu için de sık sık bu maksatla kullanılmış.
Yeme İçme
(Bu bölüm Akyaka’da yaşayan doğa aşığı ve gurme @dobermanniac tarafından kaleme alınmıştır. İtina ile okunması faydalıdır. Kendisini instagram’da takip etmenizi şiddetle tavsiye ediyoruz.)
Akyaka'da yeme içme adına çok fazla alternatif var gibi gözükse de, bunları üç gruba ayırarak işimizi kolaylaştırabiliriz:
ilk grubu Azmak balıkçıları oluşturuyor. Cennet, Halil'in Yeri, Orfoz, Olta, Nadir Usta'nın Yeri gibi restoranların hemen hemen tümünün menüleri ve balık pişirme yöntemleri aynı. Hemen hepsinin girişinde sipariş vermek istediğiniz balığı seçebilir, ayrıca meze dolabında soğuk-sıcak seçenekleri tercih edebilirsiniz. Meze çeşitleri olarak Ayvalık yöresinde değişik uygulamalarını gördüğümüz kabuklular, deniz kestane, taraklar ve böcekler Azmak restoranlarında bulunmuyor. Klasik çeşitler olarak adlandırdığımız haydari, deniz börülcesi, deniz mahsulü böreği, karides, kalamar, kaşarlı mantar ve yoğurtlu bilumum mezeleri hemen her restoranda gönül rahatlığında servis edebilirsiniz. Yaz sezonunda hepsi günlük meze çalışır.
Ana balık olarak lagos ve orfoz tavsiye etmenizi önermeyiz çünkü türünün korunması amacıyla avlanması yasaklanmış bir balık. Yöre balıklarından kırmızı barbun ve deniz levreği çok lezzetlidir. Deniz çipurası da alternatif olarak tercih edilebilir. Akya balığını tereyağlı sipariş etmenizi önerir, bütün haliyle ızgara edilmiş sinarit balığının tadına kefil olabiliriz.
Meze olarak ise yöreye has deniz börülcesi ve Azmak'ta yetişen otlardan yapılan salata ve mutlaka ama mutlaka yerli kalamar var ise denemenizi tavsiye ederiz. Ortalama fiyatlar iki kişi bir 35lik rakıyla 200-300₺ arası değişecektir.
Serpme kahvaltı olarak tüm bu mekanları tercih edebilirsiniz, lakin bizim önerimiz yine azmak boyunda yer alan West Cafe (eski adıyla Olive Farm) olacaktır.
İkinci grubu Akyaka merkezinde yer alan ve Barlar Sokağı olarak bilinen yerdeki restoranlar oluşturuyor. Son 5 yılda bu sokak resmen evrim geçiriyor desek yanılmayız. Eskiden balık ekmek ve gözleme pide ile yazlıkçı sarmalına hapsolmuş bu sokakta türlü türlü restoranlar açıldı. İnceden Meyhane, Selanik Meyhane, Mum’s Cook, Agape Brasserie ve Pizza Fellas tercih edebileceğiniz restoranlardan sadece birkaçı. Sokak içerisinde dilim pizza, Meksika yemekleri veya klasik meyhane ortamını bulabileceğiniz çok sayıda mekan sizleri bekliyor. Bar olarak ise, bu sene (2017) açılan 'Deli Memedin Yeri' kokteyl bar olarak öne çıkıyor. Akyaka'nın klasiklerinden 'The Bar' bu sene yeni dekorasyonu ile çok hoş oldu. Sahibi Özkan Bey ise özelikle tanışılası bir şahsiyet. Yabancı turistlerin uğrak yeri olan bu barda tam bir Londra pub'ı havasını yakalayabilirsiniz. Ayrıca Meyland’dan bahsetmesek olmaz. Meyland bir tekel bayi konseptiye hareket edip raf fiyatına ürünler ile misafirlerini ağırlarken haftada en az 2 günlük canlı müzik konseptiyle tüm ünlü sanatçıları Akyaka’ya taşıyor. Feridun Düzağaç, Göksel, Manga ve Birsen Tezer konser veren isimlerden birkaçı.
Üçüncü grup en ucuz maliyetli kısım olarak değerlendirilebilir. Akyaka limanındaki teknelerde balık ekmek yiyebilir her yazlık lokasyonda bulunan gözlemecilerde karnınızı doyurabilirsiniz. Gözleme lokasyonlarında öne çıkan isim ise ‘Konyalı'. Klasik gözlemenin üzerini baklava yufkasıyla kapatarak çıtır çıtır bir gözleme zevki sunuyor. Balık ekmek seçeneği her ne kadar çekici gelse de kullanılan balığın yöre değil ithal buzda balık olduğunu hatırlatmak isteriz. Şayet kalacak yeriniz var ise balıkçı kooperatifinden sizler de yöre balıklarını temin edip evinizde pişirebilirsiniz.