Akçapınar, Marmaris'i Muğla'ya bağlayan yolun üzerinde bulunan, Marmaris'ten 25 km (20 dk) mesafede küçük, şirin ve serin bir köy. Ana yolun hemen yanında bulunduğu için ulaşımı oldukça kolay. Köyün büyük bir kısmı düzlük alana, geri kalan kısmı ise alçak tepelerin yamaçlarına kurulu. Köyün içinden geçen Akçapınar Azmağı (Kanlı Azmak) küçük bir delta oluşturarak Kitesurf Plajı'nda Gökova Körfezi'ne dökülüyor.

​

Köydeki irili ufaklı butik otel ve villalar Akçapınar'ın özünden biraz uzaklaşmasına neden olmakla birlikte, etrafın dinginliği kafamızdaki "köy" imajını karşılamaya yetiyor. Köyün düzlüklerindeki turunç bahçeleri ve çiçek tarlaları bahar aylarında oldukça hoş görüntüler oluşturuyor. Baharda asıl önemli olay ise; binlerce yıldır Afrika ile Gökova arasında mekik dokuyan leyleklerin; yumurtlama ve kuluçka dönemini Akçapınar'da geçirmesi.

​

Akçapınar'da kurulan su sporları tesisi (S.S. Akçapınar Azmak ve Deniz Taşıyıcıları Safari Sportif Faaliyetleri Turizmi Geliştirme Kooperatifi) 6 km gidiş, 6 km dönüş olmak üzere 12 km.lik azmak içinde sazlıklar ve yeşilin her tonunun yer aldığı büyüleyici bir atmosferde kano yapma imkanı sağlıyor. Güzergah üzerinde Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos seferi sırasında ordunun geçişi için yaptırdığı "Gelin Duası" ve "Gelin Yıkığı" adlı iki köprü buluyor. Tur esnasında ördek, balık, yengeç ve kazları doğal yaşam alanında görme fırsatı da bulabilirsiniz.

 

Akçapınar Tostçusu

Köydeki en bilinen mekanlarından biri de "Akçapınar Tostçusu". Burası okaliptüslü yolun hemen başında olan ve müşterisi dört mevsim boyunca eksik olmayan bir yer. Tostu ve ayranı oldukça başarılı. Kullandıkları sucuklar da kendi imalatları. Ama bize göre taze sıkılmış portakal ve nar suları ayrı bir güzel. Zaten hem nar, hem de portakal bölgede fazlasıyla bulunan yerli ürünler. Tostçunun otoparkında kurulan tezgahta ahşap oyuncak ve dekoratif ürünler satılıyor.   

 

Ağaçlı Yol

Akçapınar denince akla gelen ilk yer, her iki yanı uzun okaliptüs ağaçlarıyla kaplı dar ve uzun yol. Aynı zamanda "Aşıklar Yolu" veya “Okaliptüslü Yol" olarak da adlandırılıyor. Yolun uzunluğu yaklaşık 3 km olmasına rağmen, başından bakınca sonu görünmediği için insanda sonsuzluk hissi uyandırıyor. Bu ortamı gözle görüp fotoğraf çekmemek imkansız, ama kalabalık sezonda gelip geçen arabalar istediğiniz pozu yakalamayı zorlaştırıyor tabi. Biraz sabırlı olmak gerek. Bir taraftan da yaşlı başlı yüzlerce ağacın gövdelerinde yapılan tahribatı görünce de sabrı bir tarafa bırakıp okkalı küfürler savurmamak zor bir şey. Bunu da kabul ediyorum.

​

Ağaçlı yolun oldukça hüzünlü bir hikayesi var. Okumak için tıklayabilirsiniz. 

​

Bonus: Akçapınar'dan her daim doğal gıda ve taze balık satın almak mümkün.